
Hayyam… Ölüm hakikatı her zaman yaşama egemen olur.
Hayyam’ın hiç bilinmeyen hayatına ışık tutmak, sadece şarap içip rubailer yazan bir adamın ötesinde
bir bilim adamı olduğunu göstermek için yola çıktık . Bu tek kişilik oyunda; Yaşadığı dönemi, o
dönemin siyasi yapısını, bilimin ve sanatın yerini, bir hükümdarın danışmanı olacak kadar
yükselmesini , okumak- yazmak ve üretmek üçgeninin sonsuz döngüsünün hayatının her evresinde
var olduğunu gösterdik. Bu oyun ;rasathane de ölümü kimden geleceğini bilmeden yaşamı
sorgulayan bir adamın hikayesidir.
Hayyam’ı anlamak için, yaşamı anlamak ama önce ölümü anlamak gerekir. Dinlerin vadettiği ölüm
sonrası hayatı, cenneti ve cehennemi, ölümü kavramak, sırrını çözmek ve insanlığı yol göstermek için
cebirden, tıbba nice eserler verdi. Zamanında onun için “ Var olan bütün bilgileri bilir” denmiştir.
Hayatı boyunca gördüğü şeyler bu dünyayı sorgulatmış, diğer dünyaları düşündürmüş uzay, yıldızlar
ona yol gösterici olmuştur.
Hayyam bir sokak kavgasında Hasan İbni Sabbah ile tanışır. Hasan İbni Sabbah kendi gibi bilime
meraklı ve bilgili bir gençtir. Hasan ile Hayyam bilgi alışverişinde bulunup, sohbetler ederler. Hayyam
arkadaşını bilime ve bilim adamlarına gerçekten değer veren Nizamülmülk ile tanıştırır. Bu tanışmayla
başlayan Nizamülmülk ile Hasan ilişkisi zamanla Hasan’ın kıskançlığıyla gerginleşir. Melikşah’ın
ülkenin tüm harcamalarını gösteren bir hesap cetveli çıkartılmasını istemesiyle başlayan çekişme
ölümüne bir savaşa dönüşür. Hayyam da bu savaşta arada kalacaktır. Artık rasathanesi onun her şeyi,
ölümü beklediği yerdir.
İyi seyirler…